Veni, Vidi, Vici

Sezar'ın Anadolu'ya imzası: Veni, Vidi, Vici / Avrupa'nın Görkemli Şatoları / Avusturya’nın en eski köyü: Hallstatt / Haftanın Filmi - King Richard / Günün Destinasyonu - Viyana / Kısa Kısa Haberler

Selam! Bu e-postada gezmeyi sevenler için keyifli bilgiler var. Nomatto.com’da daha çok seçenek, daha çok macera seni bekliyor. @nomattosocial instagram hesabımızda da eğlenceli paylaşımlarımıza göz atmayı unutma! 👀 

Haftanın şanslısı olabilir misiniz?

Login or Subscribe to participate in polls.

Geçen hafta anketimize katılan bazı kişiler, yıllarca yanlış telaffuz ettikleri kelimeleri paylaştı. Örneğin, Selim Bey kurabiyeyi yanlış söylemiş. Peki, sizin yanlış telaffuz ettiğiniz kelimeler neler? 🤔 

Bugün neler var?

  • Sezar’ın Anadolu’ya imzası: Veni, Vidi, Vici

  • Avrupa’nın Görkemli Şatoları

  • Avusturya’nın en eski köyü: Hallstatt

  • Haftanın Filmi - King Richard

  • Günün Destinasyonu - Viyana

  • Kısa Kısa Haberler

Sezar’ın Anadolu’ya imzası: Veni, Vidi, Vici

👑 Roma İmparatoru Jül Sezar’ın ünlü "Veni, vidi, vici" (geldim, gördüm, yendim) sözünü söylediği yer olan Tokat’ın Zile Kalesi, her yıl binlerce ziyaretçi ağırlıyor. Tokat iline 62 kilometre mesafede bulunan Zile, 54 bin 368 kişilik bir nüfusa sahip. Zile, tarih boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış ve zamanla "Zela, Zelitis, Anzila, Gırgırıya, Zeyli, Silas" gibi isimlerle anılmış. En sonunda Zile adını almış.

Sezar, M.Ö. 47 yılında ilk kez Zile’ye gelerek burada Basforos Kralı II. Pharnake ile Zela Savaşı’na girmiş. Savaşın sonunda Kral Pharnake, birçok asker kaybetmiş ve Sezar büyük bir zafer kazanmış. Sevincini, Roma’ya döndüğünde "Veni, vidi, vici" sözüyle duyurmuş. Zile Kalesi’nin içinde o döneme ait taşlardan yapılmış küçük bir tiyatro, saat kulesi ve tünel gibi tarihi kalıntılar da bulunuyor.

Avrupa’nın Görkemli Şatoları 🏰 

Chambord Şatosu

Avrupa'nın tarihi şatoları, her biri benzersiz bir hikaye ve güzellik sunuyor. Fransa’nın Loire Vadisi’ndeki Chambord Şatosu, Rönesans mimarisinin zarif bir örneği olarak karşımıza çıkıyor. 16. yüzyılda Kral I. François tarafından av köşkü olarak inşa edilen bu şato, etkileyici kuleleri ve geniş bahçeleriyle büyülüyor. İç mekanındaki sanat eserleri ve görkemli merdivenler, tarihle dolu bir yolculuğa davet ediyor.

Neuschwanstein Şatosu

Almanya’da, peri masallarından fırlamış gibi görünen Neuschwanstein Şatosu ise, 19. yüzyılda Bavyera Kralı II. Ludwig tarafından inşa edilmiş. Bu muazzam yapı, sarp bir kayalık üzerinde yükseliyor ve etrafındaki doğal manzaralarla hayranlık uyandırıyor. İçindeki zengin süslemelerle dolu odalar, her ziyaretçiye unutulmaz anlar sunuyor.

Egeskov Şatosu

Danimarka’nın Fyn Adası’nda yer alan Egeskov Şatosu, 14. yüzyılda inşa edilmiş ve göl üzerindeki meşe kazıklar üstünde duruyor. Geniş park alanı ve tarihi atmosferi ile ziyaretçilerini büyüleyen bu şato, aileler için mükemmel bir keşif alanı sunuyor. İç mekanları tarihi eserlerle dolu, her köşe geçmişe dair hikayeler barındırıyor.

Bled Şatosu

Slovenya'nın Bled kasabasındaki Bled Şatosu ise, yüksek bir kayalık üzerinde göle bakan muhteşem bir yapı. 11. yüzyılda inşa edilen bu Orta Çağ şatosu, tarihi değerinin yanı sıra çevresindeki doğa ile de büyülüyor. Ziyaretçiler, içindeki müze ve şarap mahzeninin tadını çıkarırken, Bled Gölü'nde kayıkla gezmeyi de ihmal etmiyor. Bu şatolar, tarih, doğa ve kültür dolu bir Avrupa macerası için mükemmel bir başlangıç noktası!

Avusturya’nın en eski köyü: Hallstatt

Hallstatt, Avusturya’nın kalbinde gizlenmiş, büyüleyici bir köy. Göl kenarında yer alan bu şirin köy, dağların gölgesinde, rengarenk evleri ve dar sokaklarıyla adeta bir kartpostal gibi. Hallstatt Gölü, çevresindeki dağlarla birleşerek her mevsimde farklı bir güzellik sunuyor. İlkbaharda açan çiçekler, yazın parlayan güneş, sonbaharda sararan yapraklar ve kışın beyaz örtü... Her biri, burayı ziyaret edenleri büyüleyecek.

Hallstatt'ın tarihi, tuz madenciliğiyle dolup taşıyor. M.Ö. 5. yüzyıla kadar uzanan bu köyde, dünyanın en eski tuz madeni keşfedilmiş. Tuz madeni gezisi, sizi tarihin derinliklerine götüren bir yolculuk. Yeraltındaki gizemli dünyayı keşfetmek için harika bir fırsat!

Köydeki en güzel şeylerden biri de, samimi insanlar. Yerel halk, geleneklerini yaşatmayı ve misafirperverliği her zaman ön planda tutmayı seviyor. Bir kafede oturup yerel lezzetleri tatmak isterseniz, sizi gülümseyen yüzler karşılayacak ve sıcacık bir atmosfer sunacak.

🎥 Haftanın Filmi - King Richard

🎾"King Richard", dünyaca ünlü tenis oyuncuları Venus ve Serena Williams’ın hayat hikayesini, özellikle de babaları Richard Williams’ın onları başarıya götüren azmi ve kararlılığıyla anlatan bir film. Richard, kızlarının yeteneklerini keşfettiği andan itibaren onlara destek olmak için elinden geleni yapıyor. Zorluklarla dolu bir hayat sürerken, tutkusuyla onları profesyonel tenis dünyasına hazırlıyor. Film, sadece sporun değil, aile bağlarının ve hayallerin peşinden koşmanın da önemini vurguluyor. Richard’ın kararlılığı ve inancı, hem kızları hem de izleyenler için ilham verici bir yolculuk sunuyor. 🎬️ 

Yönetmen: Reinaldo Marcus Green

Oyuncular: Will Smith, Saniyya Sidney, Demi Singleton

IMDB: 7.5

Rotten Tomatoes: %90

Tür: Spor, Biyografik

Günün Destinasyonu - Viyana

Viyana’ya adım attığınızda, şehrin tarihi ve kültürel zenginlikleri sizi hemen büyüleyecek. İlk durağınız, 18. yüzyıldan kalma barok mimarisiyle göz kamaştıran Schönbrunn Sarayı olsun. Habsburg Hanedanlığı’nın yazlık ikametgahı olan bu muazzam yapının bahçeleri, her mevsimde farklı güzellikler sunuyor ve ücretsiz olarak gezilebilir. Sarayın içinde ise Palmiye Evi ve İmparatoriçe Maria Theresa’nın Odası gibi özel bölümleri keşfetmek isterseniz, ücretli turlara katılabilirsiniz.

Schönbrunn Sarayı

Bir sonraki durak, Belvedere Sarayı. Savoy Prensi Eugen tarafından yaptırılan bu gösterişli yapı, göz alıcı heykelleri ve tavan resimleriyle dolu. İki ayrı bölümden oluşan sarayın bahçelerinde dolaşmayı ve tarihi koleksiyonlarıyla ünlü galeri bölümünü ziyaret etmeyi unutmayın. 🏰 

Belvedere Sarayı

Şimdi ise Viyana’nın kültürel zenginliğini yansıtan bir başka hazineye, Avusturya Ulusal Kütüphanesi’ne geçelim. 1368 yılına dayanan bu muhteşem kütüphane, Hofburg İmparatorluk Sarayı’nın içinde yer alıyor ve etkileyici mimarisiyle göz alıyor. Özellikle Eski Mahkeme bölümü oldukça dikkat çekici; burada 12 milyondan fazla eser bulunuyor. 📖 

Avusturya Ulusal Kütüphanesi

Viyana gezinizin devamında, Avusturya Parlamento Binası’nı ziyaret edin. 1883 yılında inşa edilen bu devasa yapı, Ring Caddesi’nde yer alıyor ve Yunan tarzı mimarisiyle dikkat çekiyor. Yapının en etkileyici kısmı, dört metre yüksekliğindeki Pallas Athene Çeşmesi. Burada, önemli Yunan filozoflarının heykelleriyle süslenmiş girişte fotoğraf çektirmeyi unutmayın. 🏦 

Parlamento Binası

Viyana'nın gözde noktalarından biri olan Aziz Stefan Katedrali, 1147 yılında inşa edilmiş enfes bir Gotik yapı. Çan kulesinden şehrin muhteşem manzarasını izleyebilirken, katedralin içinde Osmanlı kuşatmaları sırasında sığınak olarak kullanılan bölümlerde yazılı kaynaklar ve değerli taşlardan oluşan etkileyici bir koleksiyon sergileniyor. Gotik ve Roma mimarisi stillerini harmanlayan bu yapı, sembolik renkli çatısıyla da dikkat çekiyor ve ulusal tarih açısından büyük bir öneme sahip.

Aziz Stefan Katedrali

😋Son olarak, Viyana’nın gastronomi zenginliğini keşfetmeyi ihmal etmeyin! Viyana şnitzeli ve Sacher turtası, mutlaka denemeniz gereken lezzetler. Şehirdeki kafeler, mis gibi kahveler ve tatlılarla dolu; geziniz sırasında bir mola vermek için harika bir fırsat sunuyor.

Viyana Şnitzeli

Viyana gezi rotaları ve en güzel konaklama yerleri için nomatto.com’u ziyaret edebilirsiniz.

Kısa Kısa Haberler

Sizin için derlediğimiz yeni seyahat rotalarından, bulunduğunuz bölgeye en yakın lezzet duraklarından, bir sonraki yolculuğunuza çıkmadan önce “iyi ki okumuşum” diyeceğiniz bilgilendirici ve keyifli içeriklerden haberdar olmak için e-posta listemize abone olabilir, arkadaşlarınızla paylaşarak Nomatto’yu daha fazla kişiyle tanıştırmamıza katkı sunabilirsiniz.

Bu haftaki yayınımız nasıldı?

Login or Subscribe to participate in polls.