Nærum'un Oval Bahçeleri

Selam! Bu e-postada gezmeyi sevenler için keyifli bilgiler var. Nomatto.com’da daha çok seçenek, daha çok macera seni bekliyor. @nomattosocial instagram hesabımızda da eğlenceli paylaşımlarımıza göz atmayı unutma! 👀 

Bugün neler var?

• Nærum’un Oval Bahçeleri

• Dünyanın En Yaşlı Ağacı: Methuselah

• Anadolu’da Zamana Direnen Miras: Cendere Köprüsü

• Haftanın Filmi - 303

• Günün Destinasyonu - Afyonkarahisar

• Kısa Kısa Haberler

Nærum’un Oval Bahçeleri

Kopenhag’ın kuzeyinde yer alan Nærum, huzurlu atmosferi ve olağanüstü peyzajı ile gerçekten keşfedilmeye değer bir yer. Buradaki Oval Bahçeler, doğa ile iç içe olmak isteyen herkese eşsiz bir deneyim sunuyor. 1948 yılında, Danimarkalı ünlü peyzaj mimarı Carl Theodor Marius Sørensen tarafından tasarlanan bu bahçeler, sadece görsel açıdan etkileyici değil, aynı zamanda her köşesinde doğanın gücünü ve zarafetini hissedebileceğiniz bir alan yaratıyor.

Oval Bahçeler, her biri farklı bir karaktere sahip 40 oval alanla zenginleştirilmiş. Sørensen, bu tasarımla doğa ile insan arasındaki ilişkiyi güçlendirmeyi hedeflemiş ve bunu başarmış. Bahçelere araba erişiminin sınırlı olması, insanların yürüyerek keşfetmesini ve çevreyle daha yakın bir bağ kurmasını sağlıyor. Her bahçe, farklı bitkiler ve renklerle bezenmiş ve adeta birer hikaye anlatıyor. Doğanın sakinliğini ve tasarımın zarafetini bir arada sunan bu alanlar, zamanın nasıl geçtiğini unutturuyor. 🏡 

Dünyanın En Yaşlı Ağacı: Methuselah

Dünyanın bilinen en yaşlı ağacı, ABD'nin Inyo Ulusal Ormanı'nda, Sierra Nevada'nın doğusunda yer alan Beyaz Dağlar'da bulunan Antik Bristlecone Çam Ormanı'nda yaşıyor. Methuselah adını taşıyan bu ağaç, 1950'li yıllarda dendrokronologlar Edmund Schulman ve Tom Harlan tarafından yapılan testlerde 4.789 yaşında olduğu tespit edilmiş. Çimlenme tarihi ise M.Ö. 2833 civarına kadar dayanıyor. Inyo Ulusal Ormanı'ndaki "yaşlı ağaçlar bölgesi"nde, diğer antik ağaçlarla çevrili bir alanda hayatını sürdüren Methuselah, tam konumu gizli tutuluyor; çünkü doğaya zarar vermemek ve ağacın korunmasını sağlamak çok önemli. 🌲 

Anadolu’da Zamana Direnen Miras: Cendere Köprüsü

Adıyaman’daki Cendere Köprüsü, Roma İmparatoru Septimius Severus’un emriyle, M.S. 2. yüzyılda inşa edilmiş ve bugün hala ayakta duran dünyanın en eski köprülerinden biri. 120 metre uzunluğunda, 7 metre genişliğindeki bu dev köprü, harç kullanılmadan sadece taşların kusursuz uyumuyla yapılmış. Her biri 10 ton ağırlığında 92 büyük kaya bloğundan oluşan köprü, Roma döneminin mühendislik harikalarından biri olarak gerçekten büyüleyici bir yapıya sahip. Üzerindeki dört korint sütunu da köprünün ne kadar özel olduğunu gösteriyor, ancak bir sütun ne yazık ki zamanla kaybolmuş.

Cendere Köprüsü sadece tarihi bir yapı olmanın ötesinde, çevresindeki doğayla birleşerek gerçekten etkileyici bir manzara sunuyor. Nemrut Dağı’na doğru giderken bu eşsiz köprüyü görmek, adeta zamanda bir yolculuğa çıkmak gibi.

🎥 Haftanın Filmi - 303

"303", yolları bir yolculuk sırasında kesişen Jule ve Jan'ın hikayesini anlatıyor. Jule, eski karavanıyla yola çıkarak Berlin yakınlarında Jan adında bir adamla tanışır. Jan, biyolojik babasını bulmak için yola çıkmış ve hayatında önemli bir dönüm noktasına ulaşmak istemektedir. İkisi de farklı sebeplerle yola çıktıkları halde, Atlantik kıyılarına doğru ilerlerken, yolda birbirlerine derin sohbetler yapar, hayat, aşk, insan doğası ve kişisel özgürlükler üzerine derinlemesine konuşurlar.

Yönetmen: Hans Weingartner

Oyuncular: Mala Emde, Anton Spieker, Caroline Erikson

IMDB: 7.5

Rotten Tomatoes: %83

Tür: Dram

Günün Destinasyonu - Afyonkarahisar

Avrupa başkentlerinden keyifli bir turu tamamladıktan sonra, rotamızı Türkiye'nin termal turizminin başkenti olan Afyonkarahisar’a çeviriyoruz. Hem tarihi zenginlikleriyle hem de şifalı suları ile ünlü olan bu güzel şehir, dinlenmek ve yenilenmek isteyen herkes için mükemmel bir adres. Afyonkarahisar, sadece sağlığa iyi gelen termal kaynaklarıyla değil, doğası ve kültürüyle de sizi büyüleyecek bir destinasyon. Şimdi, bu eşsiz şehri keşfetmeye başlayalım!

Afyon'a geldiğinizde, ilk adımınız kesinlikle şehir merkezinin en yüksek noktasındaki Afyon Kalesi olmalı. Burası, şehri yüksekten izlemek ve tarih kokan atmosferin tadını çıkarmak için mükemmel bir nokta. Roma dönemine kadar uzanan kalıntılarıyla, kale, hem geçmişin izlerini hem de şehre hakim olan muazzam manzarayı bir arada sunuyor. Tepenin zirvesine çıktığınızda, Afyon'un o kendine has havasını daha yakından hissedeceksiniz. Şehir, adeta ayaklarınızın altında olacak ve her bir köşesinde ayrı bir hikaye sakladığını göreceksiniz. 🏰 

Kale gezisini bitirdikten sonra, şehri keşfetmeye devam etmek isterseniz, Ulu Camii’yi ziyaret etmeden geçmemelisiniz. Selçuklu döneminden kalma bu cami, mimarisiyle gerçekten büyülüyor. İçeriye adım attığınızda, huzur veren atmosferiyle sanki zaman duruyor. Buradaki sessizlik, adeta ruhunuzu dinlendiriyor. Cami, sadece dini bir mekan olmanın ötesinde, tarihin derinliklerinden gelen bir kültür hazinesi gibi. 🕌 

Afyon’un tarihi zenginliklerini keşfetmeye devam etmek isterseniz, Afyonkarahisar Müzesi’ni mutlaka görmelisiniz. Müzeye adım attığınızda, şehri şekillendiren geçmişin izlerine tanıklık edeceksiniz. Antik çağlardan kalma eserler, bölgenin kültürel birikimi hakkında size çok şey anlatacak. Zamanın nasıl geçtiğini anlamadan birkaç saat geçirebilirsiniz burada.

Ancak Afyon, sadece tarihi ile değil, doğal güzellikleriyle de büyülüyor. Frig Vadisi, adeta doğayla iç içe bir yolculuğa çıkarıyor. Burada yapacağınız doğa yürüyüşü, sadece bedeninizi değil, ruhunuzu da dinlendirecek. Vadideki kaya mezarları, geçmişten gelen birer hikaye gibi sizi bekliyor.

Afyon’a gitmişken termal suları es geçmek olmaz. Gazlıgöl, Sandıklı ve Heybeli gibi termal bölgeler, hem vücudunuzu hem de ruhunuzu şifalandıracak doğal kaynaklarla dolu. Buralarda bulunan kaplıca otelleri, size sadece fiziksel rahatlama değil, aynı zamanda bir huzur vaat ediyor. Termal suyun içinde zaman geçirirken, stresin ve yorgunluğun nasıl kaybolduğunu fark edeceksiniz. Hem tatil yapıp hem de sağlığınızı koruyabileceğiniz bu bölge, şifa arayanlar için tam bir cennet.

😋 Ve tabii ki, Afyon’a gelmişken, yerel lezzetleri tatmadan dönmek olmaz. Afyon Kebabı ve Afyon Çöreği, buranın en meşhur tatları arasında. Kaymak, bambaşka bir lezzet burada. Taze, pürüzsüz ve inanılmaz bir tat. Bir tabak ekmek kadayıfı ve kaymakla, Afyon’un gerçek tatlarını keşfetmek en keyifli yol olacak. Eğer kahvaltı yapıyorsanız, Afyon’un ünlü sucukları ve pastırması da sofralarınızda mutlaka olmalı. Bu lezzetler, sabahınızı şenlendirecek, kahvaltınızı unutulmaz kılacak.

Afyonkarahisar gezi rotaları ve en güzel konaklama yerleri için nomatto.com’u ziyaret edebilirsiniz.🚶👟

Kısa Kısa Haberler

• Selanik'teki Atatürk Evi yeniden restore ediliyor

• Oscar'lı yönetmen Christopher Nolan'a şövalyelik ünvanı verildi

• Nemrut Dağı eteklerinde yaklaşık 750 yıllık han ve köprü bulundu

Sizin için derlediğimiz yeni seyahat rotalarından, bulunduğunuz bölgeye en yakın lezzet duraklarından, bir sonraki yolculuğunuza çıkmadan önce “iyi ki okumuşum” diyeceğiniz bilgilendirici ve keyifli içeriklerden haberdar olmak için e-posta listemize abone olabilir, arkadaşlarınızla paylaşarak Nomatto’yu daha fazla kişiyle tanıştırmamıza katkı sunabilirsiniz.