Gökyüzünde Yürüyüş: Altın Köprü

Selam! Bu e-postada gezmeyi sevenler için keyifli bilgiler var. Nomatto.com’da daha çok seçenek, daha çok macera seni bekliyor. @nomattosocial instagram hesabımızda da eğlenceli paylaşımlarımıza göz atmayı unutma! 👀 

Bugün neler var?

• Gökyüzünde Yürüyüş: Altın Köprü

• Kuşkonmaz Camii

• Rushmore Dağı

• Haftanın Filmi - The Ron Clark Story

• Günün Destinasyonu - Yalova

• Kısa Kısa Haberler

Gökyüzünde Yürüyüş: Altın Köprü

Vietnam’ın orta kesiminde, Da Nang’a yaklaşık 40 kilometre uzaklıktaki Bà Nà Hills’te yer alan Altın Köprü (Golden Bridge), hem tasarımı hem konumuyla dikkat çekiyor. 2018’de açılan, 150 metre uzunluğundaki bu yaya köprüsü, dev taş ellerin altın renkli bir şeridi taşıyormuş gibi görünmesiyle dünya çapında ilgi görüyor. Köprü, Vietnamlı mimar Vu Viet Anh’ın “gökyüzünde bir yürüyüş yolu” fikrinden yola çıkarak TA Landscape Architecture tarafından tasarlandı.

Deniz seviyesinden yaklaşık 1.400 metre yüksekte bulunan köprü, teleferik istasyonu ile çiçek bahçeleri arasında kolay bir geçiş sağlıyor. Dev eller taş gibi görünse de, aslında taş görünümlü fiberglass ve çelik ağdan yapılmış. Altın Köprü, hem mimarisi hem de bulutların içindeki konumuyla ziyaretçilerine eşsiz bir deneyim sunuyor. 🌉 

Kuşkonmaz Camii

İstanbul’un Üsküdar sahilinde, denize nazır küçük ama çok özel bir cami var: Şemsi Ahmet Paşa Camii. Mimar Sinan’ın ustalık döneminde, 1580 yılında yapılmış. Halk arasında “Kuşkonmaz Camii” diye de biliniyor, çünkü ilginçtir ki üstüne hiç kuş konmaz. Peki, neden mi? İşin sırrı Mimar Sinan’ın dahiyane zekasında gizli. Cami, rüzgarların buluştuğu öyle bir noktaya yapılmış ki, esen rüzgarlar sayesinde kuşlar minareye bile yaklaşamıyor. Böylece cami hep tertemiz kalıyor. Hatta rivayete göre, Şemsi Ahmet Paşa Sinan’a “Öyle bir cami yap ki, kuşlar pislemesin!” demiş, Mimar Sinan da bu isteği o kadar zekice çözmüş ki, cami hem estetik hem de pratik açıdan gerçekten eşsiz bir hale gelmiş.

Ama bu cami sadece mimarisiyle değil, mühendislik yönüyle de oldukça dikkat çekici. Mimar Sinan, camiye özel bir su deşarj sistemi yerleştirerek, denizden gelen suyu tekrar denize yönlendirmeyi başarmış. O zamanlar için bu gerçekten ileri bir teknolojiymiş. Yani, cami sadece dini bir anlam taşımakla kalmamış, mühendislik açısından da harika bir örnek olmuş. 🕌 

Rushmore Dağı

Rushmore Dağı, Amerika Birleşik Devletleri’nin Güney Dakota eyaletinde yer alan ve dört büyük başkanın devasa yüzlerinin oyulduğu etkileyici bir anıttır. George Washington, Thomas Jefferson, Theodore Roosevelt ve Abraham Lincoln'ü temsil eden bu heykeller, ABD tarihinin önemli dönüm noktalarını simgeler. Her biri, ülkenin kuruluşu, büyümesi, gelişimi ve birliğini koruma sürecinde oynadıkları rolle öne çıkmaktadır.

1927 ile 1941 yılları arasında yapılan bu anıt, yalnızca sanatsal bir başarı değil, aynı zamanda Amerikan ulusal kimliğinin bir yansımasıdır. Her yıl milyonlarca kişi tarafından ziyaret edilen Rushmore Dağı, tarihle sanatı bir araya getiren görkemli bir sembol olarak ABD’nin en tanınan yapılarından biridir.

🎥 Haftanın Filmi - The Ron Clark Story

The Ron Clark Story, ilham verici bir öğretmen hikayesi. Film, küçük bir kasabada sevilen bir öğretmen olan Ron Clark’ın, New York’un zorlu ve disiplinsiz bir okuluna gitmeye karar vermesiyle başlıyor. Oradaki öğrenciler ilk başta onu hiç ciddiye almıyor ama Ron pes etmiyor. Kendi yöntemleriyle onların güvenini kazanıyor, sabırla, sevgiyle ve inatla her bir öğrencinin potansiyeline ulaşmasına yardımcı oluyor. Gerçek bir hikayeden uyarlanmış olması da filme ayrı bir anlam katıyor.

Yönetmen: Randa Haines

Oyuncular: Matthew Perry, Hannah Hodson, Melissa De Sousa

IMDB: 7.6

Rotten Tomatoes: %85

Tür: Dram

Günün Destinasyonu - Yalova

Yalova, hem doğasıyla hem tarihiyle sizi kucaklayan, sakinliğiyle huzur veren bir şehir. Eğer kalabalıklardan uzaklaşıp kendinize biraz zaman ayırmak isterseniz, Yalova’da keşfedilmeyi bekleyen çok özel duraklar sizi bekliyor. Şimdi birlikte, şehrin en güzel köşelerinde kısa ama keyifli bir yolculuğa çıkalım.

Geziye İbrahim Müteferrika Kağıt Müzesi’yle başlayabilirsiniz. Osmanlı’da matbaanın kurucusu olarak bilinen İbrahim Müteferrika’nın ismini taşıyan bu müze, sadece tarihi bir anlatı sunmakla kalmıyor; aynı zamanda el yapımı kağıdın nasıl üretildiğini de uygulamalı olarak gösteriyor. Dilerseniz siz de kendi kağıdınızı yapabilir, bu keyifli sürecin parçası olabilirsiniz.

Sonrasında Açık Hava Müzesi’ne geçebilirsiniz. Burada yürürken sergilenen tarihi eserleri açık havada görmek, klasik müze gezilerinden çok daha farklı bir deneyim sunuyor. Güneşin altında, doğayla iç içe bir ortamda tarih solumak gerçekten dinlendirici. Ayrıca bol bol fotoğraf çekmek için harika bir alan.

Yalova'nın en ilginç noktalarından biri de hiç şüphesiz Yürüyen Köşk. Atatürk’ün doğaya duyduğu saygının en somut örneklerinden biri olan bu köşk, bir çınar ağacına zarar vermemek için raylar üzerinde yerinden kaydırılmış. Köşkün hikayesini dinlediğinizde ve o ağacın altında durduğunuzda, sadece bir bina değil; bir düşünce biçimini de ziyaret ettiğinizi hissediyorsunuz.

Tarihi ziyaretinize Atatürk Köşkü ile devam edebilirsiniz. Sade ve zarif bir yapıya sahip olan bu köşk, Atatürk’ün Yalova’da geçirdiği günlere dair ipuçları taşıyor. Odalarında gezerken tarihin içinde yürüyormuş gibi hissedeceksiniz.

Eğer doğayla baş başa kalmak isterseniz, Yalova’nın şelaleleri tam size göre. Özellikle Erikli Şelalesi, doğa yürüyüşü yapmayı sevenlerin favori noktalarından biri. Orman içinde yapacağınız keyifli bir yürüyüşün ardından karşınıza çıkan şelale, tüm yorgunluğunuzu unutturacak kadar etkileyici. Bahar aylarında gitme şansınız olursa, yeşilin her tonunu görebilir, kuş sesleri eşliğinde bir doğa masalının içinde yürüdüğünüzü hissedebilirsiniz.

Bir diğer doğa harikası ise Su Düşen Şelalesi. Adı gibi, su sanki gökyüzünden düşüyormuş hissi veriyor. Daha sakin ve tenha bir yer olduğu için doğayla baş başa vakit geçirmek isteyenler için ideal. Bir termos kahve, bir kitap ve sadece su sesiyle geçen birkaç saat… Düşüncesi bile huzur verici değil mi?

😋 Yalova’da ne yenir? Yalova gezinizin lezzet durağında mutlaka yerel tatlara da yer vermelisiniz. Yumurta dolması ve tavuklu mantı gibi özgün lezzetler, şehrin mutfak kültürünü yansıtan nefis seçenekler. Yalova köftesi doyurucu bir ana yemek olarak öne çıkarken, böğür ise daha geleneksel ve et sevenlere hitap eden bir tat. Tatlı olarak Yalova sütlüsü hafifliğiyle damakta iz bırakıyor.

Yalova gezi rotaları ve en güzel konaklama yerleri için nomatto.com’u ziyaret edebilirsiniz.🚶👟

Kısa Kısa Haberler

• Hollanda'da dünyanın en büyük lale bahçelerinden Keukenhof, 76'ncı kez ziyarete açıldı

• Van Gölü çekildikçe Çarpanak Adası'na giden antik yol ortaya çıkıyor

• Makedonya'nın kayıp başkenti gün yüzüne çıkıyor

Sizin için derlediğimiz yeni seyahat rotalarından, bulunduğunuz bölgeye en yakın lezzet duraklarından, bir sonraki yolculuğunuza çıkmadan önce “iyi ki okumuşum” diyeceğiniz bilgilendirici ve keyifli içeriklerden haberdar olmak için e-posta listemize abone olabilir, arkadaşlarınızla paylaşarak Nomatto’yu daha fazla kişiyle tanıştırmamıza katkı sunabilirsiniz.