Canavar Bina

Selam! Bu e-postada gezmeyi sevenler için keyifli bilgiler var. Nomatto.com’da daha çok seçenek, daha çok macera seni bekliyor. @nomattosocial instagram hesabımızda da eğlenceli paylaşımlarımıza göz atmayı unutma! 👀 

Bugün neler var?

• Canavar Bina

• Ulubey Kanyonu

• Abraham Gölü

• Haftanın Filmi - The Polar Express

• Günün Destinasyonu - Tokat

• Kısa Kısa Haberler

Canavar Bina

Hong Kong’un Quarry Bay bölgesinde yer alan Yick Cheong Building, "Canavar Bina" olarak biliniyor ve şehrin yoğun, sıkışık yapısını en iyi yansıtan yerlerden biri. 1960’larda, artan nüfus ve dar alanlar nedeniyle inşa edilen bu kompleks, aslında tam anlamıyla bir yaşam merkezi. Beş farklı binadan oluşan yapı, yaklaşık 10.000 kişiye ev sahipliği yapıyor ve her katındaki dar balkonlar, sıkışık yaşam alanlarıyla Hong Kong’un zorlu şehirleşme sürecine bir çözüm sunuyor. Alt katlarda dükkanlar, kafeler ve pazarlar gibi hizmet alanları da bulunuyor, yani burada yaşayanlar için her şey bir arada.

Canavar Bina, sadece mimarisiyle değil, aynı zamanda sanatsal yönüyle de dikkat çekiyor. Fransız fotoğrafçı Romain Jacquet-Lagrèze’in fotoğraflarından sonra uluslararası üne kavuşan bina, hem fotoğrafçılar hem de turistler için bir ilham kaynağı olmuş durumda. Ancak, artan ilgi ve fotoğraf çekme isteği, burada yaşayanların mahremiyetini de etkileyebilmiş. Buna rağmen, Canavar Bina hala Hong Kong’un en dikkat çekici simgelerinden biri olarak, şehrin kaotik havasını ve yoğun yapısını en iyi şekilde yansıtıyor.

Ulubey Kanyonu

Uşak’ın Ulubey Kanyonu, dünyanın en büyük ikinci kanyonu olarak büyüklüğüyle dikkat çekiyor. 500 kilometreyi bulan uzunluğu, 1000 metreyi aşan genişliği ve 400 metreyi bulan derinliğiyle hayranlık uyandıran bu doğal harika, ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim sunuyor. Antik dönemden kalma kaya mezarları, su kanalları ve mağaralar gibi tarihi zenginlikler de kanyon boyunca keşfedilmeyi bekliyor. Aynı zamanda Pepouza Antik Kenti ve Clandras Su Kemeri gibi önemli kalıntılar da burada yer alıyor.

Ulubey Kanyonu, doğa severler ve ekstrem spor tutkunları için mükemmel bir alan sunuyor. Ziyaretçiler, camdan yapılmış seyir terasından kanyonun eşsiz manzarasını izleyebilir, yürüyüş yollarında doğayla iç içe bir keşfe çıkabilir. Ayrıca, kamp alanları, karavan parkları ve Macera Park gibi aktivitelerle macera arayanlar için de pek çok seçenek var. Bölgeye özgü yöresel halı-kilim satışı ve leziz yemeklerin tadılabileceği mekanlar da ziyaretçilere keyifli anlar yaşatıyor.

Abraham Gölü

Abraham Gölü, Kanada'nın Rocky Dağları'nda, Saskatchewan Gölü'nün eteklerinde yer alan eşsiz bir doğal güzellik. Doğal yollarla oluşmuş bu göl, kış aylarında donduğunda yüzeyinde oluşan baloncuklarla ünlüdür. Bu baloncuklar, karbondioksit gazı içerir ve havayla temas ettiğinde patlama riski taşıyan büyüleyici bir görsel şölen sunar. Göl, -30 dereceye kadar düşebilen soğuklarla dikkat çekerken, özellikle Aralık ve Mart ayları arasında ziyaret edilir. Preacher’s Point ve Allstones Cove gibi noktalardan baloncukları gözlemleyebilirsiniz. Bahar geldiğinde ise göl, eriyen buzlarla birlikte mavi ve şampanya tonlarında parlayan bir manzara sunar.

🎥 Haftanın Filmi - The Polar Express

The Polar Express, bir çocuğun Noel'e olan inancını ve hayal gücünü keşfettiği sihirli bir yolculuğu anlatıyor. Filmde, küçük bir çocuk, Şükran Günü gecesi Kuzey Kutbu'na giden gizemli bir trene biner. Bu tren, onu kutup bölgesine götürürken, orada tanıştığı farklı karakterlerle birlikte unutulmaz bir macera yaşar. Film, sadece Noel'in büyüsünü değil, aynı zamanda inancın, dostluğun ve cesaretin gücünü de işliyor. Görselleri ve müzikleriyle adeta bir masal dünyasına dalıyorsunuz.

Yönetmen: Robert Zemeckis

Oyuncular: Tom Hanks, Eddie Deezen, Josh Hutcherson

IMDB: 6.6

Rotten Tomatoes: %64

Tür: Çocuk, Macera

Günün Destinasyonu - Tokat

Tokat, tarihi zenginliğiyle bir açık hava müzesi gibi karşımıza çıkar. Her adımda geçmişin izlerini taşıyan, her köşe başında ayrı bir hikaye barındıran bu şehirde keşfe çıktığınızda, hem gözlerinizi hem de ruhunuzu besleyen bir yolculuğa çıkmış olursunuz.

Şehri adım adım gezmeye başlarken, ilk durağınız Tokat Taşhan'ı oluyor. Şehir merkezinden çok da uzak olmayan, tarihi dokusu ve etkileyici yapısıyla bu han, Tokat’ın ticaret geçmişini yansıtan önemli bir mekan. Taşhan’ın taş duvarları arasında dolaşırken, yıllar öncesine dair izleri görmek mümkün. Bir zamanlar tüccarların, yolcuların dinlendiği bu alan, şimdi ise yerel el sanatları ve hediyelikler ile dolu bir alışveriş cenneti haline gelmiş. Zamanın nasıl geçtiğini anlamadan, bu tarihi atmosferde kayboluyorsunuz.

Taşhan gezisi sonrasında, Tokat’ın en önemli yapılarından biri olan Mahperi Hatun Kervansarayı sizi bekliyor. Selçuklu döneminin zarif izlerini taşıyan bu kervansaray, zamanında tüccarların dinlenip kaldığı, yolculukların yoruculuğundan arındığı bir mekan olmuş. Şimdi ise o geçmişe dair huzurlu bir atmosfer sunuyor. Bir zamanlar kervanların geçtiği bu alanı gezerken, insanın aklında o eski yolculukların, uzak diyarların anıları canlanıyor.

Hemen ardından, Tokat’ın kültürel derinliğini daha da hissedebileceğiniz Yağıbasan Medresesi sizi bekliyor. 13. yüzyıldan kalma bu medrese, sadece mimarisiyle değil, aynı zamanda o dönemin eğitim ve bilim anlayışını yansıtan yapısıyla da dikkat çekiyor. İçeri girdiğinizde, o dönemin aydınlık atmosferini biraz olsun hissediyorsunuz; elbette, mimarinin de katkısı büyük burada.

Ardından, Gök Medrese ile karşılaşıyorsunuz. Bir başka Selçuklu eserinden daha bahsetmek gerekirse, bu medrese de Tokat’ın kadim geçmişine dair büyük bir anlatıcı. Hem dış yapısıyla hem de iç mekanındaki detaylarla adeta bir sanat galerisi gibi. Burası sadece dini eğitim veren bir yer olmaktan öte, sanatsal ve kültürel anlamda da oldukça önemli bir mekandı. Medresenin gökyüzüyle buluşan minaresi, tokat manzarasıyla birleşince, zamanın nasıl geçtiğini anlamadan dinlenebileceğiniz bir köşe buluyorsunuz.

Son olarak, Arastalı Bedesten’de zaman geçirmeye karar verdiğinizde, Tokat’ın ticaret hayatının bir zamanlar nasıl döndüğünü hissediyorsunuz. Yüzyıllar boyunca tüccarların, zanaatkarların buluştuğu bu kapalı çarşı, eski zamanların canlılığını hala barındırıyor. Çeşitli el yapımı hediyelikler, antikalar ve yerel ürünlerle dolu bu mekanda dolaşırken, Tokat’ın geçmişiyle iç içe geçmiş bir alışveriş deneyimi yaşıyorsunuz.

😋Tokat’a gittiğinizde mutlaka denemeniz gereken o kadar lezzetli yemek var ki! En meşhur tatlardan biri, Tokat Kebabı; kuzu eti şişe dizilip odun ateşinde pişerken etin lezzeti o kadar yoğunlaşıyor ki, başka bir yerde bulmak zor. Bir de Bakla Dolması var, içinde zeytinyağı, soğan ve bakla dolu, gerçekten hafif ve enfes bir tat. Pehlili Pilav ise yemesi en keyifli pilavlardan biri; et ve cevizle birleşen pilavın tadı damağınızda kalır. Tabii Zile Kömesi’ni unutmayalım, Zile’den gelen bu tatlı, fırında pişen ve harika bir lezzet karışımıyla sizi büyüleyecek.

Tokat gezi rotaları ve en güzel konaklama yerleri için nomatto.com’u ziyaret edebilirsiniz.🚶👟

Kısa Kısa Haberler

• 67. Grammy Ödülleri sahiplerini buldu

• Santorini'de 3 bin 500 yıl önce yaşanan volkanik patlamanın izleri Çeşme'deki kalıntılarda

• 2 bin yıllık gizem çözüldü: Yanmış parşömen ilk kez okundu

Sizin için derlediğimiz yeni seyahat rotalarından, bulunduğunuz bölgeye en yakın lezzet duraklarından, bir sonraki yolculuğunuza çıkmadan önce “iyi ki okumuşum” diyeceğiniz bilgilendirici ve keyifli içeriklerden haberdar olmak için e-posta listemize abone olabilir, arkadaşlarınızla paylaşarak Nomatto’yu daha fazla kişiyle tanıştırmamıza katkı sunabilirsiniz.