Altın Plaklar

Tüm insanlar arasında en az sayıda bulunan kan grubu, AB Rh- kan grubu. Bu grup, dünya genelinde oldukça nadir görülmekte. 🩸 

Selam! Bu e-postada gezmeyi sevenler için keyifli bilgiler var. Nomatto.com’da daha çok seçenek, daha çok macera seni bekliyor. @nomattosocial instagram hesabımızda da eğlenceli paylaşımlarımıza göz atmayı unutma! 👀 

Bugün neler var?

• Altın Plaklar

• Kartpostallık Kasaba: Lauterbrunnen

• Doğu’nun Ayasofya’sı: Kümbet Camii

• Haftanın Filmi - Deli ve Dahi

• Günün Destinasyonu - Roma

• Kısa Kısa Haberler

Altın Plaklar

Voyager altın plakları, uzayın derinliklerine açılan insanlık kapıları gibi! 1977’de fırlatılan Voyager 1 ve Voyager 2 ile birlikte gönderilen bu plaklar, adeta bir zaman kapsülü. İçlerinde sadece müzik değil, insanlığın özünü yansıtan mesajlar ve doğanın sesleri de var. Düşünsenize, uzak bir gezegende başka varlıkların bu plakları bulup dinlemesi ne kadar heyecan verici!

Plaklarda yer alan müzikler arasında Bach’ın klasik melodilerinden, Beatles’ın “Here Comes the Sun”una kadar geniş bir yelpaze var; yani herkesin kalbinde bir yer eden bir parça bulmak mümkün! Ayrıca, dünyamızı tanıtan resimler arasında bir çocuğun gülümsemesi, bir ağaç veya deniz dalgalarının sesi gibi basit ama anlam dolu anlar var.

Carl Sagan’ın öncülüğünde hazırlanan bu projeyle, insanlığın evrendeki yerini vurgulamak ve dünyamızı en iyi şekilde tanıtmak amaçlandı. Altın plaklar, sadece bilimsel bir deneme değil, aynı zamanda umut ve iletişim sembolü.

Kartpostallık Kasaba: Lauterbrunnen

Lauterbrunnen, İsviçre'nin göz alıcı doğasının kalbinde yer alan masalsı bir kasaba. Yüksek dağların eteklerinde uzanan vadiler ve şelalelerle çevrili bu yer, yürüyüş yaparken karşınıza çıkan her köşedeki şelalelerin sesiyle huzur veriyor. Özellikle Staubbach Şelalesi, yüksekten dökülen suyun oluşturduğu sis ve güneşle birleşince muhteşem bir görüntü sunuyor. Doğa yürüyüşçüleri için cennet gibi bir alan olan Lauterbrunnen, Alpler’in eşsiz manzaralarında kaybolmayı, temiz havayı derin derin içe çekmeyi vaat ediyor.

72'den fazla şelalesiyle dikkat çeken Lauterbrunnen, hem macera dolu hem de huzurlu anlar yaşamak isteyenler için ideal bir durak. Trafiğe kapalı Mürren Köyü, geleneksel ahşap evleri ve muhteşem dağ manzarasıyla mutlaka keşfedilmeyi bekliyor. Lauterbrunnen Vadisi, şair Goethe’nin "Sular Üstünde Ruhların Şarkısı" adlı şiiri ve J.R.R. Tolkien’in "Hobbit" ile "Yüzüklerin Efendisi" romanları gibi pek çok yazara ilham kaynağı olmuş doğa manzarasıyla, cennetten bir köşeyi andırıyor.

Doğu’nun Ayasofya’sı: Kümbet Camii

Kars’taki Kümbet Camii, şehrin tarihi dokusunun en önemli sembollerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. 10. yüzyılda, Bagratlı Krallığı döneminde kilise olarak inşa edilen bu yapı, Türklerin bölgeye hakim olmasıyla camiye dönüştürülmüş. Yıllar sonra müzeye çevrilen Kümbet, 1981 yılına kadar Kars Müzesi olarak hizmet vermiş, ardından 1993’te yeniden ibadet yeri olarak kullanılmaya başlanmış.

Selçuklu döneminin mimari etkilerini taşıyan, yuvarlak planı ve zarif taş işçiliğiyle dikkat çeken cami, İstanbul’daki Ayasofya’ya benzetilerek "Doğu'nun Ayasofya'sı" olarak anılıyor. Kesme bazalt taşlardan yapılan dış cephesi ve mükemmel duvar işçiliği, bölgedeki mimarinin nadide örneklerinden biri olmasını sağlıyor. Ziyaretçileri tarihi bir atmosferde ağırlayan Kümbet Camii, hem huzurlu bir ibadet yeri hem de Kars’ın zengin kültürel mirasına tanıklık etme fırsatı sunuyor. 🕌 

🎥 Haftanın Filmi - Deli ve Dahi

🧠 "Deli ve Dahi" filmi, Oxford İngilizce Sözlüğü’nün yaratım sürecini anlatan etkileyici bir hikaye. Profesör James Murray, kelimelerin peşinde koşarken, akıl hastanesi yatan bir mahkum olan William Minor ile beklenmedik bir dostluk kuruyor. İkisi de dilin derinliklerine inmeye çalışırken, geçmişleriyle yüzleşiyor ve kendi içsel çatışmalarını aşmaya çalışıyor. Film, dostluğun ve anlayışın gücünü, aynı zamanda dilin insan hayatındaki yerini samimi bir dille keşfediyor. 🎬️ 

Yönetmen: Farhad Safinia

Oyuncular: Mel Gibson, Sean Penn, Natalie Dormer

IMDB: 7.2

Rotten Tomatoes: %79

Tür: Tarih, Dram

Günün Destinasyonu - Roma

Avrupa’nın büyüleyici başkentlerini keşfetmeye devam ediyoruz ve sıradaki duraklarımızdan biri tarihi ve kültürel zenginlikleriyle dolup taşan Roma! Antik kalıntıları, etkileyici mimarisi ve eşsiz atmosferiyle bu şehir, adeta bir açık hava müzesi gibi. Roma’nın tarihi derinliklerine adım atarken, sizi bekleyen muhteşem yapılar ve efsanelerle dolu bir yolculuğa çıkmaya hazır olun. 🌇 

Roma’yı keşfetmeye Kolezyum’la başlamak, şehrin tarihi derinliklerine adım atmanın en güzel yolu. M.S. 72 yılında inşa edilmeye başlanan bu muhteşem yapı, gladyatör dövüşleri ve çeşitli gösterilerle dolu bir geçmişe sahip. 50 bin kişilik kapasitesiyle, bir zamanlar Roma’nın kalabalıklarına ev sahipliği yapmış. UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmesiyle de uluslararası bir üne kavuşmuş durumda. Orada geçireceğiniz her an, sizi geçmişe yolculuğa çıkaracak.

Kolezyum’un yakınındaki Roma Forumu’nu atlamamanız gerekiyor. Antik dönemlerin ticaret ve kültür merkezi olan bu alan, Kolezyum’un hemen batısında yer alıyor. İçindeki tapınaklar ve anıtlar, Roma İmparatorluğu’nun gücünü yansıtıyor. Vesta Tapınağı ve Sezar Tapınağı gibi önemli yapılar arasında dolaşırken, tarihin derinliklerine dalacaksınız. Forum’un 40 metre yukarısındaki Palatino Tepesi’nden ise Roma’nın büyüleyici manzarasına şahit olabilirsiniz.

Roma’nın tarihi sokaklarını dolaşırken, şehrin kalbindeki Trevi Çeşmesi’ni ziyaret etmeden geçmek olmaz. 1732 yılında Nicola Salvi tarafından inşa edilen bu Barok mimari harikası, aşkla dolu bir atmosfer sunuyor. Çeşmenin etrafında dolaşırken, mutlaka dilek tutmayı unutmayın; arkanıza dönüp bozuk parayı sol omzunuzdan atarak, dileğinizi dile getirin. Neptün heykeliyle süslenmiş bu muhteşem yapı, aşkınızı yeniden canlandırmak için mükemmel bir yer. ⛲️ 

Sonra, Roma’nın mimari şaheserlerinden biri olan Pantheon’a yönelin. M.S. 118-125 yılları arasında inşa edilen bu yapı, “Tüm Tanrıların Tapınağı” olarak biliniyor. Zamanla yaşadığı yangınlara rağmen ayakta kalmayı başaran Pantheon’un dev kubbesi, volkanik kül kullanılarak yapıldığı için binlerce yıl boyunca sağlam kalmış. Augustus ve Agrippa'nın heykelleriyle karşılandığınızda, Roma’nın mimari dehasının bir parçası olduğunuzu hissedeceksiniz.

Hristiyanlığın en büyük kilisesi Aziz Petrus Bazilikası ise bir diğer önemli durak. 1506 yılında inşasına başlanan ve 1626’da tamamlanan bu muhteşem yapı, ihtişamlı Barok mimarisiyle göz kamaştırıyor. Michelangelo'nun dehasıyla şekillenen bu bazilika, aynı anda 60 bin kişiyi ağırlayabiliyor. İçine adım attığınızda, hem mimari güzelliği hem de ruhsal derinliğiyle etkilenmemek elde değil.

😋 Roma, İtalya’yı keşfetmenin en lezzetli duraklarından biri. Taze domates, zeytinyağı ve sarımsak gibi basit malzemelerle hazırlanan Pasta alla Carbonara, Fiori di Zucca ve Suppli gibi lezzetler, damak çatlatan örneklerden sadece birkaçı. Özellikle Via Del Governo'daki Pizzeria Baffetto’da yenecek Roma usulü pizza, deneyiminizi taçlandıracak. Ve elbette, bir fincan espresso ile günü kapatmayı unutmayın; Roma’nın kahve kültürü, bu büyülü şehrin vazgeçilmez bir parçası! 🍝 

Roma gezi rotaları ve en güzel konaklama yerleri için nomatto.com’u ziyaret edebilirsiniz.

Kısa Kısa Haberler

• Bodrum, "Dünyanın En İyi Seyahat Rotaları" arasında yer aldı

• Antik kentte yeni keşif: Binlerce yıllık 'sporcu yazıtı' bulundu

• Vefatının altıncı yılında Ara Güler'in objektifinden İstanbul fotoğrafları

Sizin için derlediğimiz yeni seyahat rotalarından, bulunduğunuz bölgeye en yakın lezzet duraklarından, bir sonraki yolculuğunuza çıkmadan önce “iyi ki okumuşum” diyeceğiniz bilgilendirici ve keyifli içeriklerden haberdar olmak için e-posta listemize abone olabilir, arkadaşlarınızla paylaşarak Nomatto’yu daha fazla kişiyle tanıştırmamıza katkı sunabilirsiniz.